Küçük Kadınlar





Hayat geçmek zorunda olduğumuz sınavlarla doludur. Bu sınavlar kimilerine kolay gelir Sorunların çözümlerini bulmakta zorluk çekmezler.Adeta sorun çözümüyle birlikte gelir. Bunlar şanslı insanlardır. Bir de hayatları boyunca zor sınavları geçmek zorunda olanlar vardır. Onlar bir çok zorluğa göğüs germek, sırtlarına binen ağır yükleri biraz olsun hafifletmek için hayatları boyunca debelenip dururlar. Bunlar da şanssız insanlardır. Ama bu şanssız insanlar hayata daha bağlıdır.Daha bir tadını çıkartırlar mutlu günlerin. Çünkü mücadele bağlılığı, emek sevgiyi, baş etme gücünün farkında olmak da vefayı getirir. Bütün bu zor sınavlarda elimizi tutan, bize destek veren, hatta gerektiğinde bütün sorumluluğu yüklenen iyilik melekleri vardır etrafımızda. Yeryüzündeki meleklerimiz... Annemiz ve babamız.Hayatlarını , çocuklarının mutluluğuna vakfedenler... Hikayemiz yeryüzündeki iyilik meleklerini kaybettikten sonra birbirine kenetlenmiş beş kız kardeşin hikayesidir.
En büyüğü yirmi, en küçüğü altı yaşında olan beş kız kardeş. Anne babaları bu dünyadan göçüp gittikten sonra karşılaşacakları bütün sınavlarda el ele veren , birbirlerine kızsalar da küsseler de , bağırıp çağırsalar da karşılarına çıkan en zor sınavda bile tek bir yürek olan… Birbirlerinden farklı beş kız kardeş.Kardeşlerine hem anne hem baba olan, hukuk fakültesi 2. sınıf öğrencisi Elif  içi dışında, sırdaş, güçlü, delidir ne yapsa yeridir tanımının en iyi örneklerinden Armağan nam-ı diğer Armi - , okul derdiyle , sivilceleriyle , üç kuruş harçlıkla arkadaşlarına rezil olmadan onlara yetişme telaşıyla tam bir ergen Yeliz , yaşından büyük bir hastalıkla yaşayan, olgun, kitap okuma tutkusu olan, sorumluluk sahibi, anlayışlı Bilge ve en küçük, en hassas, en sevimli, müzik tutkunu Cansu.

Anne babalarının bekçilik yaptığı köşkte kendilerine ayrılmış bölümde, her gün doğumunda, umutla, sevgiyle, ayakta kalma azmiyle güne merhaba diyecekler. Ne olursa olsun , pes etmeyecekler. Birbirleri için direnecekler. Başlarına gelecek her felaket onlara bir şeyler öğretecek. Daha güzel günler için hırslanacaklar , güçlenecekler.

Onlar Küçük Kadınlar. Onlar ne pahasına olursa olsun düşmemek için hayatla elele mücadele edecek , hep birlikte büyüyecekler.



  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Geniş Aile







Geniş Aile'nin baş kahramanı evin sorumsuz ve serseri oğlu Cevahir'dir. Almancı bir ailenin kızıyla evlenip Almanya'ya giden Cevahir, 3 ay sonra boşanmış olarak eve dönünce durgun olmayan ortalık daha da karışır. Evin babası, kızı Nazan'ı evlendirip evin nüfusunu azaltmaya çalışırken Cevahir'in yeniden eve dönmesi bütün planları alt üst eder. Ailesine çok çektiren, ne okuyan ne de çalışıp hayatını bir düzene sokan Cevahir'in hiçbir şey olmamış gibi davranması ailenin reisi babayı iyice çileden çıkartır ve onu eve kabul etmez. Sokakta kalmak istemeyen Cevahir kendince bir çözüm üretir fakat bu çözüm de kız kardeşiyle nişanlısının arasını bozar. Üstelik Cevahir gelir gelmez sadece ailesini değil, bütün mahalleyi de karıştırmayı başarır.

Geniş Aile’'nin, Cevahiri adam etmek ve kızları Nazan'ı evlendirip evdeki kalabalık nüfusu azaltmak için verdikleri mücadele ve babanın tutmayan planları..


  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Adını Feriha Koydum




Ailesi ile birlikte yaşadığı bodrum katından hayallerinin dünyasına seçkin bir üniversiteyi burslu olarak kazanmasıyla giren güzel kapıcı kızı Feriha kendi dünyasından çıkıp, yarattığı yalan dünyanın prensesi olacaktır. Ne var ki, bir genç kızın küçük pembe bir yalan üzerine inşa ettiği yeni dünyası, ailesini de çevresindeki herkesi de yutacak ve anne-kızın gerçek hayat ile mücadelesi adım adım geri dönüşü olmayan bir savaşa dönüşecektir.





  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

İki Aile




Oğuz ve kızları güle oynaya yeni evlerine yerleşir.Ancak bu huzur Eda ve çocuklarının da aynı eve taşınmasıyla kabusa döner. Oğuz’un karşı çıkmalarına aldırmadan taşınmaya başlar Eda ve çocukları. Kavga kıyamet bir sürü gürültü. Eda cebindeki bütün parayı bu eve yatırmıştır ve gidecek başka bir yeri yoktur.Oğuz ise yıllar sonra satın aldığı ve çocukluğunun geçtiği evi tanımadığı bu kadına kaptırmamaya kararlıdır. Ortadan sıvışan Feriti bulup durumu düzeltinceye kadar aynı evde yaşamaktan başka çareleri yoktur. Oğuz ve Eda birbiriyle didişirken, çocukları da kendi aralarında itişirler. Hem bu yeni taşındıkları mahalleye, hem de birbirlerine uyum süreçleri komediler oluşturur. Tabii en önemlisi ise, Oğuzun Edadan, hoşlanmaya başlamasıdır. Bir süre sonra huysuz ve inatçı Eda da hoşlanmaya başlar Oğuzdan. Bunu asla kabul etmez ama. Aralarındaki didişme bir aşk didişmesi haline dönüşür.




  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Öyle Bir Geçer Zaman Ki






Hikaye, 1967'de, İstanbul'un eski semtlerinden birinde başlayan ve günümüze kadar sürecek olan bir zamanı dilimini içerir.

Hikayenin odağında Akarsu Ailesi vardır. Anılan zaman içinde bu ailenin dağılması, aile bireylerinin bu dağılmadan aldıkları etkiler ve her birinin bu etkiler altında şekillenen hayat hikayeleri sergilenir.

Denizci olan Ali Akarsu'nun, Hollandalı Carolin ile olan aşkı, karısı Cemile Akarsu tarafından öğrenilince, yaşanan büyük sıkıntılar ve bu durumun yarattığı olumsuz koşullar, Cemile, Ali ve çocukları üzerinde, hayatlarının geri kalanını şekillendirecek kalıcı etkiler bırakır. Hayat ve birbirleri ile olan mücadeleleri, bir çok travmanın izlerini taşıyarak, sürer.

Ali ve Cemile'nin üniversiteye gitmekte olan büyük kızları Berrin, liseye gitmekte olan küçük kızları Aylin, Aylin ile aynı liseye gitmekte olan oğulları Mete, bu travmayı kendi hayatları içinde hissederler ve kendi hayat hikayeleri de bu etki altında gelişir.

Ailenin en küçük bireyi olan altı yaşındaki Osman, bütün bu sürecin içinde olan, etkilenen, gözleyen bir kişi konumundadır. Küçük olduğu için, korunan kollanan, olayların dışında tutulmaya gayret edilen bir durumdadır. Ama bu sebeple, aslında, olayların bütününü görebilen, gözleyebilen ve diğer aile bireylerine oranla, yaşananlara en bütüncül yorumu yapabilecek verilere sahip olarak gelişen biridir. Bu özelliğiyle Osman, 1967 yılından günümüze uzanan hikayenin odağında olan kişidir. Ve hikayenin bütünü, aslında Osman'ın hikayesidir. Osman'ın bu niteliği, hikayenin gelişimi içinde derinde olgunlaşacak ve ancak günümüz aşamasına gelindiğinde kendini net bir şekilde açığa vuracaktır.
Ali'nin annesi Hasefe Hanım, hikayedeki en yaşlı kişidir. Dobra, mert, görmüş geçirmiş bir kadındır. Oğlunun yanlış yaptığına inandığı için, gelini Cemile'nin tarafını tutacak kadar açık sözlü ve yüreklidir. Diğer oğlu Kemal ve gelini Neriman, çıkarcı, rüzgara göre davranan kişiler olarak, Hasefe Hanım'ın gözünde değer taşımazlar.

1967 yılından başlayarak, sürecin siyasal-toplumsal olayları, değişim ve dönüşümleri, hikayenin gelişimindeki toplumsal zemini oluşturacağı için önemlidir. Yukarıda kısaca değinilen kişiliklerin hayat hikayeleri, ilişkileri ve çatışmaları, bu toplumsal zemin üzerinde gelişecektir.

Böyle bir süreç, bu ilişkiler çerçevesinde ele alındığında, nostalji duygusu yaratacak öğelerin önem kazanması da kaçınılmaz olmakta. "Orhan Boran ve Yuki", "Fenerbahçe Gazozu", dönemin şarkıları, reklamları, filmler, artistler... "Öyle Bir Geçer Zaman ki...", hikayesinde yer alan kişilikleri, olayları, bu nostalji duygusunun atmosferi içinde sergilemeyi ve en sonunda da, seyirciyi de bu atmosfere dahil edebilmeyi amaçlar.




  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Kınalı Kar





Ali Yılmaz babası Müfit'in şirketinde çalışmaktadır. Öğretmenlik eğitimi almış olan Ali'ye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'na yapmış olduğu yardımlardan dolayı onur ödülü verilecektir.
Törende konuşma yapan bir çocuğun söylediklerinden etkilenen Ali, okulsuz ve öğretmensiz bir köy olan Kınalı Kar'a gitmeye karar verir.
Nazar Kınalı Kar'ın ağasının asi kızıdır. Ağa bir kaza sonucu felç olmuş, Nazar'ın annesi Süreyya köye hükmetmeye başlamıştır.
Nazar 4 kız kardeşin en büyüğüdür. Annesinin onu istemediği biri ile evlendirmemesi için saçını kısacık keser. Ama ne olursa olsun Süreyya Nazar'ı yakın köyün ağası Cabbar'la evlendirmeye karar vermiştir.
Bir gün Nazar rüyasında gördüğü yakışıklı delikanlı ile kuyu başında karşılaşır. Bu Kınalı Kar'a gelen Ali'dir.



  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Yer Gök Aşk







Bir sevda için bölünmüş iki kızkardeşin yüreği...

Biri hüzün dolu, diğeri hırçın ve gururlu. Hayatın neler getireceğini kim bilebilir?

Kader isterse kaçamaz insan, mecbur olur birbirine...

Ne vazgeçebilir yürek, ne de dur diyebilir sevdaya. Bir yüreğe iki yangın düşerse Yer Gök Aşk  olur...


  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Bir Bulut Olsam








Güzelyurt adlı bir sınır kasabasında hayat sakin bir şekilde akarken, kasabanın en büyük ve görkemli konağında hastalıklı ve tutku dolu bir aşk yaşanmakta ve bu karşılıksız aşk, tanık olanların kanını dondurmaktadır. Belediye Başkanı Aslan Bulut (Ünal Silver) ve ailesi, kendi kurdukları bu düzende yaşarken bir gün kasabaya gelen doktorun olayların içine dahil olmasıyla, taşlar yerinden oynayacak, kurulu düzen değişecektir.

On yıldır dünyanın sorunlu bölgelerinde Birleşmiş Milletler’in sağlık programlarında çalışan Dr. Serdar Batur (Engin Altan Düzyatan), son olarak Güzelyurt adlı mayınlı bölgenin kıyısında yer alan bir sınır kasabasına gelir. Uzmanlık alanı cerrahi olan Dr. Serdar, bir taraftan bölgenin sağlık ocağında doktorluk yaparken, diğer taraftan da Birleşmiş Milletlerin bir görevlisi olarak sivillerden oluşan bir grup gönüllü ile mayınlı sahada çalışmalar yapmaktadır. Dr. Serdarın İstanbulda yaşayan annesi İnci Hanım (Meral Okay) ve aile dostları, hem Serdarı ziyaret etmek için hem de güvenli bir sahada yeni okul yaptırmak için Güzelyurta ziyarete gelirler. Aynı gün bölgenin sevilen, sayılan kişilerinden Belediye Başkanı Aslan Bulutun büyük oğlunun düğününe davetlidirler. Hep beraber düğüne giderler. İşte asıl olaylar ve akıl almaz bir trajedi, eğlenmek için gittikleri bu düğünde başlayacaktır.



  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Avrupa Yakası








 Nişantaşı'nda, elit bir kesimin içinde yaşayan ailenin içinde bulunduğu durumları anlatan dizidir. Durum komedisidir. Dizi aynı zamanda "eleştiri komedisi" olma özelliğini de taşımaktadır. Toplumdan diziye yansıtılmış uç karakterler ve absürtlüklere dikkat çekilmiştir.





  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Adanalı








İstanbul’da suç almış başını yürümüş; kapkaç, soygun, kaçakçılık, dolandırıcılık gibi adi suçlar günlük hayatın bir parçası olmuştur. Giderek bir “suç şehri” haline dönüşen İstanbul’u kurtarmak için, “Adanalı” yı, yani Organize Suçlar şubesi başkomiserlerinden Yavuz’u(Oktay Kaynarca), İstanbul’a geri çağırmaktan başka çare kalmamıştır.

Maraz Ali(Mehmet Akif Alakurt) , İstanbul’un en büyük suç çetesinin lideridir. Dışardan bakıldığında, İstanbul Ulus’ da, aynı anda beş altı araba yıkanabilen, üstü açık bir araba yıkama yerinin sahibi gibi görünen Maraz Ali, gerçekte, özel yetiştirdiği elemanlarıyla şehirde dönen her türlü hırsızlık, kapkaç ve soygun olayının yüzde seksenini gerçekleştirmektedir. Bugüne kadar hiç kimse Maraz Ali’yi içeri tıkabilecek tek bir ipucu, delil veya suçüstü yakalayamamıştır.

Adanalı’nın kontrol edilmesi imkansız bir polis olduğunu bilen İstanbul Emniyet Müdürü, teşkilatın en parlak üyelerinden olan İdil’i( Selin Demiratar), Adanalı’nın üzerine müdür tayin eder. Akademiden birincilikle mezun olmuş, en az üç dört yabancı dil bilen, yasalara ve kurallara saygılı İdil, yeniliklere açık, batılı düşünen bir kadındır. Başka bir deyişle Adanalı’nın tam zıttı bir karaktere sahiptir.

Adanalı’nın geri dönüşü ile sadece şehrin dört bir yanına korku salan azılı suçlular değil, tüm İstanbul Emniyet Teşkilatı da tedirgin olacaktır. Herkes, bu hiç emir ve söz dinlemeyen, asi, çabuk öfkelenen, girdiği her mekanı yerler bir etmeden çıkmayan Adanalı, suçluların peşinden koşarken; Adanalı’nın amir ve müdürleri de onun peşinden koşmak zorunda kalacaklardır.

Aslında “kanun adamı” Adanalı ile “suç adamı” Maraz Ali, aynı mahallede büyümüş, iki kan kardeşidirler ve ikisinin de İdil’e olan ilgisi ilişkilerinin başka boyutlara taşınmasına neden olacaktır.







  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS